DEM Parti heyetinin bugün İmralı'da gerçekleştirdiği üçüncü görüşmenin ardından, terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan’ın mesajı kamuoyuna duyuruldu. Açıklamanın en çarpıcı noktası, Öcalan’ın PKK’nın kendini feshetmesi ve silahların tamamen bırakılması yönündeki çağrısı oldu.

DEM Parti'den Ön Açıklama

Bildirinin açıklanmasından önce konuşan DEM Parti’li Sırrı Süreyya Önder, şu ifadeleri kullandı:

“Aydınlar, sanatçılar, ama en çok barış akademisyenleri… Aşından, işinden, ekmeğinden edilen, bilimin onuruna sahip çıkan bilim emekçileri… Sizin payınız yadsınamaz. Şükranlarımızı kabul etmenizi diliyoruz.”

“Bu ülkenin bütün evlatları… Askeri, polisi ayırt etmeksizin, bu anlamsız süreçte hayatını kaybeden bütün gençlerimizi rahmetle anıyoruz.”

Öcalan’dan Dikkat Çeken Mesajlar

Öcalan’ın açıklamalarında özellikle PKK’nın misyonunu tamamladığını ve artık feshedilmesi gerektiğini vurgulaması öne çıktı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“PKK, teori, program ve strateji olarak yüzyılın reel-sosyalist sistem gerçeğinin etkisinde kalmıştır. 1990’larda reel-sosyalizmin çöküşü ve Türkiye’de kimlik inkârının sona ermesiyle birlikte, PKK’nın anlam yoksunluğu ve tekrara düşmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Dolayısıyla, benzerleri gibi ömrünü tamamlamış ve feshedilmesi gerekmektedir.”

Öcalan ayrıca Kürt-Türk ilişkilerinin tarihsel bağlarına da değindi:

“Türkler ve Kürtler, 1000 yılı aşkın süredir gönüllü bir ittifak içinde varlıklarını sürdürmüştür. Ancak kapitalist modernitenin son 200 yılı, bu ittifakı parçalamayı hedeflemiştir. Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarıyla bu süreç hızlanmıştır.”

Son olarak, silah bırakma çağrısını tarihi bir sorumluluk olarak gördüğünü belirterek, şu sözlerle açıklamasını sonlandırdı:

“Tüm gruplar silahları bırakmalı. PKK kendini lağvetmeli. Silah bırakma çağrısı yapıyorum ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum.”

Siyasi ve Toplumsal Yankılar

Öcalan’ın bu çağrısının, siyasette ve toplumda nasıl bir yankı uyandıracağı merak konusu. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim 2024’te Öcalan’a yönelik yaptığı çağrının ardından gelen bu açıklama, Türkiye siyasetinde yeni bir dönemin başlangıcı olarak yorumlanıyor.

Önümüzdeki günlerde hükümet, muhalefet ve güvenlik bürokrasisinin bu çağrıya nasıl yanıt vereceği büyük önem taşıyor.